Kayıtlar

Şubat, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

TİMUR DESTANI

Timur Destanı Timur Destanı  Moğol kültür dairesinde gelişen bir destandır. Destanda Moğol hükümdarı Aksak Timur’un savaşları, diğer milletlerle ilişkileri anlatılmaktadır. Destandan bir bölüm: Hindistan şehrinde Cengiz Han’ın oğlu Jaday Han hanlık eder idi. Günlerden bir gün yatıyordu. Kötü bir rüya gördü. Korkup, sıçrayıp uyandı. Bir müddet kaldı. Falcıları, rüya tabircilerini topladı. Dalağına baktırdı, anlattı. Falcılar, rüya tabircileri söylediler: “Ey Hanım! Dalağında öyle görünür ki, kendi ülkende, Almalık denilen köyde, bir kişiden korkunuz vardır. O kişi, kırkıcı oğlu, kazancı oğlu, tavukçu oğlu, Taragay denilen kişidir.” dediler. “O Taragay’ın izi, nişanı odur ki, alnında beni var, sol gözünde akı vardır. O Taragay’ın hatunu hamiledir. Onun karnındaki çocuğundan ecelin, ölümün var.” dediler. O ahmak kaderi tedbir ile bozmak istedi. Allah’ın takdiri nasıl bozulur. Ondan sonra konuştular. “Bu hatunu öldürelim”, diye “Karnını yaralım”, dediler. Han söyledi: “Bu hatunun karnı...

EDİGE DESTANI

Edige  destanında, XIII. yüzyılda Hazar denizi kıyısında kurulan Altınordu Hanlığının XV. yüzyılda Timurlular tarafından yıkılışı anlatılmaktadır. Destanın adı, Altınordu Hanı ve bu destanın kahramanı Edige Mirza Bahadır’a atfen verilmiştir. Edige Mirza Bahadır’ın devletini ayakta tutabilmek için yaptığı büyük mücadeleler, ölümünden sonra XV. yüzyılda destan haline getirilmiştir. 1820’yılından itibaren yazıya geçirilen Edige destanının Kazak-Kırgız, Kırım, Nogay, Türkmen, Kara Kalpak, Başkırt olmak üzere altı rivâyeti tesbit edilmiştir. Çeşitli Türk guruplar arasında  Alp Er Tunga  ve  Oğuz Kağan  gibi ilk  Türk destanları nın izlerini taşıyan, Türk kahramanlık dünya görüşünü temsil eden, ortak edebiyat geleneği içinde yer almamış pek çok başka destan örneği bulunmaktadır. Osmanlı sahasında destandan hikâyeye geçişte ara türler olarak da nitelendirilen çok tanınmış ve bir çok Türk topluluklarınca da bilinen Köroğlu örneği yanında daha sınırlı alanlarda tesb...

CENGİZ HAN DESTANI

Cengiz Han Destanı, Orta Asya’da yaşayan Türk boyları arasında 13. yüzyılda doğup gelişmiş bir destandır. Cengizname; Cengiz Han’ın soyu, doğumu, fetihleri ve etkileri hakkındaki genel halk rivayetlerinden derlenmiş tarihi bir destandır. Orta Asya’da yaşayan Türkler özellikle de Başkurd, Kazak ve Kırgız Türkleri, Cengiz destanını çok severek günümüze kadar yaşatmışlardır. Cengizname’de, Cengiz bir Türk kahramanı olarak kabul edilmekte ve hikaye Türk tarihi gibi anlatılmaktadır. Destanda Şaman dininin etkisi görülür. Cengiz Han, Uygurların  Türeyiş destanı nın kahramanları gibi gün ışığı ile Kurt’tan doğar. Soyu “Oğuz Han”a dayanan Cengiz Han ve oğulları Doğu Asya’dan Doğu Avrupa’ya dağınık ve irili ufaklı devletler halinde yaşayan bütün halkları hakimiyeti altına almış; böylece 9. yüzyılın ortalarından itibaren irili ufaklı devletler tarafından idare edilen Asya tek bir çatı altında toplanmıştır. KAYNAK:  https://www.turkedebiyati.org/cengiz-han-destani/

KÖROĞLU DESTANI

Köroğlu Destanı , kahramanı Ruşen Ali’nin ve babası Koca (Seyis) Yusuf’un Bolu Beyi ile olan mücadelelerini ele alır. Kahramanı 16. yüzyılda yaşamış halk ozanı  Köroğlu ‘dur (Ruşen Ali). Bu destan  Yaşar Kemal ‘in “Üç Anadolu Efsanesi” yapıtında edebiyatımıza kazandırılmıştır. Bolu beyi, güvendiği ve sevdiği seyislerinden biri olan Yusuf’a : “Çok hünerli ve değerli bir at bul.” emrini verir. Seyis Yusuf, uzun süre Bolu beyinin isteğine göre bir at arar. Büyüdüklerinde istenen niteliklere sahip olacağına inandığı iki küçük tay bulur ve bunları satın alır. Bolu beyi bu zayıf tayları görünce çok kızar ve seyis Yusuf’un gözlerine mil çekilmesini emreder. Gözleri kör edilen ve işinden kovulan Yusuf, zayıf taylarla birlikte evine döner. Oğlu Ruşen Ali’ye talimat verir ve tayları büyütür. Babası kör olduğu için Köroğlu takma adıyla anılan Ruşen Ali, babasının talimatlarına göre atları yetiştirir. Taylardan biri mükemmel bir at haline gelir ve Kırat adı verilir. Kırat da destan kahram...

DANİŞMENT GAZİ DESTANI(DANİŞMENTNAME)

Dânişmendnâme Anadolu’nun fethini ve bu mücadelenin kahramanlarını anlatan,  12. yüzyılda sözlü olarak şekillenen 13. yüzyılda yazıya geçirilen islâmî Türk destanlarındandır. XI. yüzyılda yaşamış Türk devlet adamı  Melik Dânişmend Gazi ‘nin hayatını, savaşlarını, Anadolu’daki bazı şehirleri fethini ve çeşitli kerametlerini anlatmaktadır. Danişmendnâme’de hikâye edilen olayların tarihi gerçeklere uygunluğu, kahramanlarının yaşamış Türk beyleri olmalarından, Anadolu coğrafyasının gerçek isimleriyle anılmasından dolayı uzun süre tarih kitabı olarak nitelendirilmiştir. 11. yüzyılda İç Andolu’da Bizans’a karşı yaptığı fetihlerle şöhret bulan Danişmend Gazi’nin adı etrafında teşekkül etmiş fetih menkıbelerinden oluşan destani roman niteliğinde bir eserdir. Danişmendnâme de Battalnâme gibi İslâm’ın cihad ve gaza örgüsüne dayalı olarak meydana getirilmiştir. Bu bakımdan iki eser arasında sıkı bir bağlantı bulunmaktadır. Bu sıkı ilişki yüzünden Danişmendname’yi Battalnâme’nin devamı ol...

BATTAL GAZİ DESTANI(BATTALNAME)

Battalname Seyyid Battal Gazi ‘ye ait kahramanlık hikâyelerini içine alan bir eserdir. Battal Gazi, 8. yüzyılda Emevilerin Anadolu’da Bizanslılara karşı açtıkları savaşlarda “Battal” (kahraman) lakabıyla ün kazanmış Müslüman bir Arap kumandanı olup asıl adı Abdullah’tır. Bu Müslüman kumandan hakkında söylenen kahramanlık hikâyeleri ve menkıbeler, 11. yüzyıldan itibaren Türkler arasında büyük rağbet görmeye başlamış ve Battal Gazi, gazi-velî hüviyetiyle yüceltilerek destan kahramanı haline getirilmiştir. Battalname’de Battal Gazi’nin Anadolu’da Hıristiyanlarla yaptığı savaşlar konu edilmektedir. Bu savaşlarda merkez saha genellikle Malatya yöresidir. Savaşlar İslâmiyet-Hıristiyanlık mücadelesi şeklinde dini bir hüviyet taşır. Cihad ve gaza ruhu kendini kuvvetli bir biçimde hissettirir. Battal Gazi bu savaşlarda bir “evliya” karakteri sergiler. Devler ve caddarla savaşır; okuduğu dualarla büyüleri bozar; ateşte yanmaz; göz açıp kapayıncaya kadar uzun mesafeler aşar; Hızır’la yoldaştır, s...

MANAS DESTANI

MANAS DESTANI En eski Türk destanlarından olan Manas, Türk mitolojisinden ve bozkır kültüründen derin izler taşımakla birlikte Yaratılış ve Türeyiş, Göç, Ergenekon, Şu, Oğuz Kağan gibi diğer Türk destanlarından bağımsız, mısra sayısı bakımından Finliler’in Kalevala, Almanlar’ın Nibelungen, Hintliler’in Ramayana, eski Yunanlılar’ın İliada ve Odysseia gibi destanlarından çok hacimli olup dünyanın en büyük destanıdır. Üç büyük koldan oluşan destanın “Manas” adını taşıyan birinci bölümü bir Kırgız kahramanı olan Manas’ın doğumu, güç sahibi olarak kendini tanıtması, Kırgızlar arasındaki savaşlarda şöhret kazanması, Kalmuklar’a karşı elde ettiği başarılar, Kırgızlar’ı bir bayrak altında toplaması ve ilini düşman istilâsından kurtarması gibi olaylardan meydana gelmektedir. Bu bölümde verilen bilgilere göre Kara Han’ın oğlu Yâkub (Cakıp) Han ile Haydar Han’ın kızı olan karısı Çıyrıçı’nın çocukları olmaz. Yâkub Han bir çocuk vermesi için Tanrı’ya yalvarır ve bunun üzerine bir oğlu olur. Çocuğa ...

SATUK BUĞRA HAN DESTANI

Saltuk Buğra Han Destanı , Karahanlı hükümdarı Saltuk Buğra Han’ın çeşitli illerdeki insanları müslümanlığa çağırmasını, inanmayanlara keramet göstermesini, savaşlarda ağzınandan ateşler saçarak inanmayanları cezalandırması anlatılır. *** Saltukname , 13. yüzyılda yaşadığı kabul edilen savaşçı Türk dervişi Sarı Saltuk Dede’nin yaşamını ve savaşlarını anlatan, halk ağzından derleme yapıt. II. Mehmed ‘in (Fatih) oğlu  Cem Sultan ‘ın isteği üzerine yaklaşık 1474-1480 arasında  Ebu’l-Hayr-ı Rumi  tarafından derlenmiştir. Yapıtın elde bulunan nüshalarının en ayrıntılısı Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesinde bulunan 1591 tarihli yazmadır. Bu yazmaya göre, asıl adı Şerif Hızır olan Sarı Saltuk, gördüğü bir düş üzerine Seyid Battal Gazi’nin ve Hz. Hamza’nın silahlarına ve Hz. Ali’nin Ankabil adlı kanatlı atına sahip olur. Rumeli’ye, Anadolu’da Sivas’a, Türkistan’a gider. Kafdağı’na çıkarak birçok zorlu canavar ve devle çarpışır. Mısır, Habeşistan, Hindistan’a seferler yapar. Rumel...